Bir yıl…
Takvim yaprakları düştü, mevsimler değişti, hayat sözde akmaya devam etti.
Ama bir annenin kalbinde zaman durdu.
Canım oğlum Umut…
Adı Umut’tu ama gidişiyle umut eksildi bu memlekette.
Aracından inip, karşıya geçmek isterken… Yolun yarısında.
Ters yönden gelen bir motosiklet…
Bir an, bir ihmal, bir ömürlük yıkım.
Bir yıldır her sabah aynı soruyla uyanıyorum:
“Bu kadar basit mi bir can?”
Kurallara uymamak, ters yönden gitmek, birkaç saniyelik pervasızlık…
Bedelini bir anne ödesin diye mi?
Evlat acısı anlatılmaz derler.
Doğru…
Ama yaşanır.
Her nefeste, her sessizlikte, her kapı gıcırtısında.
Oğlunun sesini hâlâ duyar gibi olursun.
Telefon çalacak sanırsın.
Kapı açılacak sanırsın.
Ama açılmaz.
Toplum olarak trafikteki bu hoyratlığı ne zaman ciddiye alacağız?
“Bana bir şey olmaz” cümlesi kaç ocağı söndürdü, farkında mıyız?
Bir anne daha Umut’suz kalmasın diye kaç yazı yazmamız gerekiyor?
Umut artık büyümüyor.
Ama onun hikâyesi büyüsün istiyorum.
Bir ders olsun.
Bir uyarı olsun.
Bir hayat kurtarsın.
iki yıl geçti…
Acı geçmedi.
Geçmeyecek de.
Ama belki bir kişi daha dikkat eder,
Belki bir motosiklet daha ters yöne girmez,
Belki bir anne daha bu cümleleri yazmak zorunda kalmaz.
Umut’um…
Sen benim kalbimde yaşıyorsun.
Adın gibi, yaşatabildiğimiz kadar umutsun bu dünyada.